Yaşlılık ve yargı sistemi!

Yaşlı Nüfus ve Ceza İnfaz Sistemi Üzerine Düşünceler

Yaşlı Nüfus ve Ceza İnfaz Sistemi Üzerine Düşünceler

Yaşlı insanlarla çalışanların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, “yaşlı” olmanın eşiğini belirlemektir. Kimlerin yaşlı veya yaşlı vatandaş olarak kabul edileceğini belirlemek oldukça zordur. Yaşlanma, belirli bir kronolojik yaşa ulaşmakla sınırlı olmayıp, bireyler için farklı zamanlarda meydana gelen yaşam boyu geçişleri içeren karmaşık bir süreçtir (Ferraro ve Wilmoth 2007; Rothman, Dunlop ve Entzel 2000). Nüfusumuzun yaşlanmasının, ceza infaz sistemi de dahil olmak üzere Türkiye toplumunun hemen her yönü üzerinde derin etkileri bulunmaktadır. Yaşlı nüfus arttıkça, bu bireylerin suç mağdurları, suçlular, hapishane mahkumları ve mahkeme ile hukuk sisteminin tüketicileri olarak ceza infaz sistemi ile daha fazla etkileşimde bulunabileceğini bekleyebiliriz (Rothman, Dunlop ve Entzel 2000).

Yaşlı yetişkinler meselesi, kriminologlar ve ceza infaz yetkilileri tarafından yeterince ilgi görmemiştir. Bu çalışma, bu alandaki boşlukları doldurma amacını gütmektedir.

Yaşlılık ve yargı sistemi!

Yaşlanma, Suç ve Ceza İnfaz Sistemi

Yaş ve suç arasındaki ilişki, uzun zamandır kriminolojinin önemli araştırma konularından biri olmuştur. Suç istatistikleri, genellikle suçun genç bireylerin bir alanı olduğunu göstermektedir. Özellikle 18 ila 24 yaş arasındaki genç erkeklerin, suçların büyük bir kısmını işlediği bilinmektedir. Ayrıca, yaşın suçla ters orantılı olduğu yönünde güçlü bir eğilim bulunmaktadır. Yaşlı bireylerin, yaşlandıkça suç için daha az fırsat bulmaları muhtemel görünmektedir. Bu durum, yaşam tarzı perspektifi ile açıklanabilir; bu perspektife göre, yaşlıların düşük suçluluk oranları, yaşlanmanın biyolojik süreci, yaşa bağlı roller ve sosyal olarak yapılandırılmış bakış açıları ile ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır (Feldmeyer ve Steffensmeier 2007).

Yaşlılık ve yargı sistemi!

Diğer bazı araştırmacılar ise, yaşlanan nüfustaki artışın, yaşlı suçlular arasında bir “suç dalgası”na neden olabileceğini öne sürmektedir. Ancak, yaşlı bireylerin suça karışma oranlarını doğru bir şekilde tahmin etmek, oldukça zorlayıcıdır. Bunun sebebi, suça karışan yaşlı bireylerin nispeten az sayıda vaka oluşturması ve çoğu araştırmacının ham sayılara ve yüzdelere dayanması, yaş standardizasyon tekniklerini yeterince kullanmamasıdır (Feldmeyer ve Steffensmeier 2007).

Günümüzde yaşlı vatandaşlar, daha uzun ve sağlıklı yaşam sürmekte, işgücü ve diğer sosyal faaliyetlerde aktif bir şekilde yer almaktadırlar. Bu nedenle, yaşlı bireylerin artan sayıda cezai suç işleyebileceği düşünülmektedir. Ayrıca, toplumun yaşlanan nüfus hakkındaki algıları geliştikçe, vatandaşların yaşlı suçlular ile yaşlı istismar, ihmal ve kötü muamele vakalarını bildirme konusunda daha istekli hale gelebilecekleri öngörülmektedir. Bunun yanı sıra, polis uygulamaları ve tutuklama politikalarının da tutuklama oranları üzerinde etkili olduğu bilinmektedir.

Yaşlı suçlular arasındaki suç oranının yükselip yükselmediği veya sabit kaldığı konusunda çeşitli görüşler bulunsa da, suç oranları aynı kalsa bile, demografik değişimlerin etkisiyle yaşlı suçlu ve mağdur sayısının artacağı varsayımında bulunmak daha mantıklıdır. Yaşlı nüfusun büyümesi, yargı üzerinde de güçlü etkiler yaratmaktadır. Artan sayıda yaşlı birey, mahkemeleri kullanmakta ve onların yasal sorunları hem sayı hem de karmaşıklık bakımından giderek artmaktadır (Rothman ve Dunlop 2006; Rothman, Dunlop ve Entzel 2000). Bu bağlamda, mahkeme ve yargı görevlilerinin, artan yaşlı nüfusla başa çıkmak için stratejiler geliştirmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

Yargıçlar ve mahkeme personeli, sıklıkla yaşlanma sürecini yeterince anlamamakta ve yasal sistemde yer alan yaşlı bireylerin karşılaştığı sorunlara gereken önemi vermemektedir. Bazı yargı alanları, ihtisaslaşmış yaşlı mahkemeleri kurarak bu alanda ilerlemeler kaydetmektedir. Bu mahkemelerin temel amaçlarından biri, aile mahkemelerinde olduğu gibi ekip odaklı bir yaklaşım sunmaktır. Bu mahkemelerde yargıçlar, avukatlar ve diğer mahkeme personeli, yaşlı bireylere (tanıklar, mağdurlar veya davalar gibi) mahkeme sürecinde yardımcı olmak için çeşitli topluluk ve sosyal hizmet sağlayıcılarıyla yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. Bu mahkemelerin genellikle ceza hukuku, medeni hukuk, miras ve aile hukuku konularını kapsadığı görülmektedir.

Yaşlılığa atfedilen değer ve bu çerçevede uygulamaya konulan politikalar, temel insan hakları düzenlemeleri ile uyumlu bir şekilde yürütülmektedir. Ülkemiz ve dünya genelindeki diğer ülkelerde, yasal düzenlemeler temel hak ve özgürlükler bağlamında değerlendirilmelidir. Bu noktada, ülkemiz için gerekli olan, yaşlı bireyler için özel bir hukuki düzenleme yapılmasıdır. Bu, yaşlılığın özel bir hukuk dalı olarak kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Böylece, yaşlılıkla ilgili gelişen ve değişen durumların hukuki bağlamda bir yaptırımla karşılık bulması sağlanacak ve toplum, yaşlı bireylere saygı gösterme konusunda yasal bir çerçeveye sahip olacaktır. Bu durum, yaşlı bireylerin kendilerine ait özel bir hukuki haklarının bulunduğunu bilerek yaşamalarına ve toplumun da bu bilinçle tepkilerini belirlemesine olanak tanıyacaktır.

Son Söz

Yaşlanan bir toplumda, bireyleri ve grupları yaşlanma sürecinde etkileyen koşullar, tüm toplumun refahı ile sıkı bir şekilde bağlantılıdır (Morgan ve Kunkel 2011; Wacker ve Roberto 2011). Yaşlanan nüfus ve topluma etkilerini göz ardı ederek politikalar geliştirmek, muhtemelen sosyal sorunların artmasına yol açacaktır. Ceza infazı sistemi, giderek daha da yaşlanan bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak adına, ceza infaz yetkililerimizin yaşlı bireylerin biyolojik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde eğitilmesi ve yetiştirilmesi gerektiğini kabul etmelidir.

Yaşlılık ve yargı sistemi!

Yaşlı bireylerin deneyimlerinden faydalanmak, onları bilge şahsiyetler olarak görmek, itibar kazandırmak; kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Ancak, hem ihmal ve istismarın önlenmesi hem de infazların adaletli bir şekilde uygulanması için hukuki düzenlemelerin yapılması zorunludur.

Sağlıklı Yaşlanın ve Sevgiyle Kalın.
Uzman Psikolog Serkan YÜKCÜ


İlgili Makaleler

Başa dön tuşu