Tiroid nodülleri kansere döner mi? Ses kısıklığı varsa dikkat!

İçindekiler

Tiroid Nodülleri ve Kanser Riski

Toplumda sıkça karşılaşılan tiroid nodülleri, genellikle rastlantısal olarak tespit edilir. Çoğu zaman iyi huylu olan bu nodüllerin kanserleşme olasılığı, birçok kişinin aklını kurcalayan bir konudur. Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, yapılan araştırmalara göre 100 kişiden 3’ünde bu nodüllerin tiroid kanserine dönüşme ihtimalinin bulunduğunu ifade etmektedir.

Vücudun metabolizma hızını etkileyen tiroid bezleri, halk arasında adem elması olarak bilinen kıkırdak yapının altında yer alır. Tiroid nodülleri, toplumda yaygın olarak görülse de, her nodülün tehlikeli olmadığını belirtmek önemlidir. Acıbadem Adana Hastanesi’nde görev yapan Prof. Dr. Bozkırlı, tiroid bezlerinin kelebek şeklinde olduğunu ve hormon salgıladığını vurgulamaktadır.

Nodül Tanımı ve Teşhis Yöntemleri

Nodül Tanımı ve Teşhis Yöntemleri

Prof. Dr. Bozkırlı, tiroid bezinin iç yapısının normalde homojen olduğunu, ancak bu yapıdan farklı olan ve radyolojik olarak ayırt edilebilen oluşumlara “nodül” denildiğini açıklamaktadır. Nodüller, elle yapılan muayenelerde %3 ile %7 oranında tespit edilebilmekte; ancak ultrasonografi gibi radyolojik yöntemlerle bu oran %35 ile %45’e kadar çıkabilmektedir. Hastalar bazen boyunlarındaki şişlikler nedeniyle doktora başvururken, diğer zamanlarda başka hastalıklar için yapılan tetkikler sırasında da tesadüfen tespit edilmektedir.

Kansere Dönüşme Riski

Tiroid nodüllerinin yaşla birlikte artış gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Bozkırlı, “Klinik pratikte en çok korkulan durum bu kitlelerin kötü huylu olmasıdır. Ancak bu lezyonların çoğu iyi huyludur ve doğru bir değerlendirmeyle hastaların büyük bir kısmı basit bir takip ile izlenebilir.” şeklinde açıklama yapmaktadır.

  • Tiroid nodülleri tek veya çok sayıda olabilir.
  • Nodüllerin yapıları katı, sıvı dolu veya karışık olabilir.
  • Bazı nodüller belirti vermezken, diğerleri boyundaki organlara baskı yapacak kadar büyük olabilir.

Prof. Dr. Bozkırlı, tiroid nodüllerinin kanserleşme riskinin %3 civarında olduğunu belirterek, “Bir tiroid nodülü tespit edildiğinde, iyi huylu veya kötü huylu ayrımının yapılması kritik öneme sahiptir.” demektedir.

Belirtilere Dikkat!

Belirtilere Dikkat!

Hastaların hikayesinin doğru bir şekilde alınması gerektiğini vurgulayan Bozkırlı, “Çocuklar, ileri yaştaki erkekler, baş-boyun bölgesine radyoterapi öyküsü olanlar, ailelerinde tiroid kanseri hikayesi olanlar ve çocukluk döneminde iyonize radyasyona maruz kalan bireylerde nodüllerin kanserleşme olasılığı yüksektir.” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, hızlı büyüyen nodüller, ses kısıklığı, nefes darlığı, öksürük ve yutma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte görüldüğünde nodüllerin kötü huylu olabileceğine dikkat çekmiştir.

Tanı ve Takip Süreci

Tanı ve Takip Süreci

Tiroid nodülü tespit edilen hastalarda kan testleri ile değerlendirme yapıldığını belirten Prof. Dr. Bozkırlı, bu testlerin sonuçlarına göre ilaç tedavisinin uygulanabileceğini ifade etmektedir. Ultrasonografi yöntemi sıklıkla kullanılmakta ve deneyimli bir hekim sayesinde nodülün iyi veya kötü huylu olduğu hakkında önemli bilgiler elde edilmektedir. Ultrasonografi, nodülün yerleşim yeri, şekli ve boyutu gibi özellikleri hakkında da bilgi verir.

Biyopsi ve Ameliyat Gerekliliği

Biyopsi ve Ameliyat Gerekliliği

Ultrasonografi sonrası biyopsi işlemi yapılmaktadır. Bozkırlı, “Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi, genellikle ultrason eşliğinde tiroid nodüllerinin içerisine iğne ile girilerek birkaç damla örnek alınmasıdır ve uygun ellerde gerçekleştirildiğinde yan etkisi olmayan çok faydalı bir tanı yöntemidir.” demektedir. Biyopsi sonrası ameliyat gerekip gerekmediği belirlenir. Tiroid nodüllerinin ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, hormon salgılayan nodüller için radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilmektedir.

Prof. Dr. Bozkırlı, iyi huylu olduğu tespit edilen hastaların 6 ay ile 1 yıl aralıklarla ultrasonografi takibinin sürdüğünü belirtirken, son yıllarda radyofrekans ablasyon yönteminin daha fazla tercih edildiğini de ifade etmektedir. Toplumda sıkça görülen tiroid hastalıklarının, deneyimli hekimler tarafından değerlendirildiğinde çoğu zaman ilaçsız takip edilebileceğini vurgulamaktadır. Tedavi gerektiren durumlarda ise radyoaktif iyot tedavisi, cerrahi müdahale ve radyofrekans ablasyon gibi yöntemler kullanılmaktadır.


İlgili Makaleler

Başa dön tuşu